..--..--...--...

Ah karanlık!
Tutma kolumdan, çekme içeri.
Bilirsin girersem geceye;
Düşerim sevdaya düşerim endişeye…
Yak ışıkları kararmasın kuytular.
Gönül denizimde, ne dertler ne acılar
sabahlar. ....
Sen bahar olsan, ben yine hazan koksam.
Ah toprak kokulu kadın… !!
Yine yüzüne gölgeler düşmüş kederli,
Hüznün avuntusunu,
Siper etmiş tat vermiyor geceleri.....
Lavantalar yıkandı avuçlarımda,
Düşler salındı salkım saçak saçlarımda.
Ne sarmaşıklar tuttu belimden senden gayrı,
Ne adının geçmediği türküler söyledi dilim.
Ayrılık busesini erken kondurdun.
Gurbeti erken düşürdün kucağıma.
Diktiğin incir ağaç oldu meyvesini serdi ocağım.........

 ( Resim ne alaka olacak ama malumunuz İstanbul geceyi sağanak yağmurlu geçirdi, yağmurun getirdiği ruh halinden olsa gerek köydeki evimiz aklıma geldi. Geniş pencere önleri vardı, hani iki yastık koysam aynısı olur. Okul yaz tatillerinde gittiğimiz zamanlarda; yaz yağmurlarını çınar ağacının gölgesinde izlerdim penceremizin önünde) (:

SHARE ON:

3 yorum:

  1. Karanlığın siyahı öyle bir derin ki çektikçe çekiyor içine
    Sanki bir girdap gibi döndükçe dönüyorsun içinde
    Başlarda farketmiyorsun girdap olduğunu
    Ama o güç ve yalnızlığın seni sürükledikçe anlıyorsun girdap olduğunu
    __________________________________________________

    Kuytularda kaybettik aşkı
    Yittik sevdayı, yitirdik yüreğimize değecek saf sevdaları
    Zordu adını söylemek yüreğinde gizliydi adı
    Bir türküler anlardı yürekten ama onlarda kavuşturamadı aşıkları
    Gönül denizleri dalgalandıkça uzaklaştırdı sevdaları

    YanıtlaSil
  2. Ayrılık busesini erken kondurdun.
    Gurbeti erken düşürdün kucağıma.
    Diktiğin incir ağaç oldu meyvesini serdi ocağım.......

    Bizim hiç köyümüz olmadı,okurken toprak kokusu geldi burnuma:)

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.